26 Kasım 2019 Salı

Derin ve Gizli Devlet Gazetecisi Olarak İtiraflarım

      Yeniden herkese merhaba. Bu seneki her haftaya bir kitap sığdırma hedefimden ve yıl sonu gelmek üzere olduğundan dolayı okumaya tam gaz devam ediyorum. Şu an bu seneki 46. kitabımı bitirmiş olmakla birlikte, 52 kitap hedefim benim için hala iddialı duruyor.  Hedef iddialı olunca da olur olmadık yerlerde okumak icap ediyor, bunlar arasında metro ve otobüs en zor olanları. Siz de benim gibi kalabalık toplu taşıma araçlarında kalabalık saatlerde seyahat edip okumaya çalışanlardansanız eminim ki beni çok iyi anlamışsınızdır :) Neyse ki bu sorunu daha erken uyanıp otobüslerin nispeten daha tenha olduğu saatlerde yolculuk ederek aşmaya çalışıyorum. Neyse, konuyu çok dağıtmadan bitirmiş olduğum son kitap hakkında izlenimlerimi sizlere aktarmak isterim.

      İnceleyeceğimiz kitap konu itibariyle siyasetle ilgili. Özellikle kitabın başlığı oldukça çarpıcı, sıradan ( derin devlet tabirine oldukça alışkınız ) gözükse de aslında altında anlamlar yatıyor. Öncelikle derin ve gizli devlet gazetecisi kavramlarını ele aldığımızda, Türkiye"de derin ve gizli devlet gerçekten de var mı ki sorusunu ister istemez kendimize soruyoruz. Yazının ilerleyen kısımlarında da değineceğim üzerine yazarın bu konudaki yorumu "keşke olsaydı" şeklindedir. İtiraflar kısmı ise apayrı bir durum olup, kitap da başlığı doğrultusunda yakın tarihimizde yaşanan olayları farklı bir bakış açısıyla gözler önüne sermeye çalışıyor. Bu iddialı başlıktan sonra biraz da kitabın içeriği hakkında bilgi vermek isterim.

Bazen paranın açamadığı kapıları bile korku açar.

      Öncelikle kitapta kronolojik bir akış söz konusu değil, ancak Türkiye Cumhuriyeti tarihine yön veren tarihi olaylar farklı sıralarla olmasına karşın anlam bütünlüğü sağlayacak şekilde izah edilmiş. Yazar İnönü"den itibaren günümüze kadar yaşanan süreci kitap boyunca okuru fazla sıkmadan ve diyaloglara sık sık yer vererek özetlemiş diyebiliriz. Çok partili hayata geçiş, ihtilal dönemleri, Kıbrıs Barış Harekatı, Turgut Özal "ın akabinde gelen liberalleşme dönemi, akabinde Türkiye"de muhafazakarlığın yükselişi gibi konular da kitabın inceleme konusu. Yazarın Türkiye"de derin ve gizli bir devletin oluşunu fakat bunun  "milli" olmayıp, Nota"ya bağlı Gladyo yapılanması olduğuna dair tespiti yerindeydi. Ayrıca kitabın birçok yerinde silahlı kuvvetlerimizin yine Batı tarafından darbelere teşebbüs ettirildiği sıkça vurgulanıyor. Yine o dönemde palazlanmaya başlayan Fetö yapılanmasıyla ilgili bilgileri de kitapta bulabilirsiniz.


Mahfi Eğilmez"in kitabı okunacaklar sırasında bekliyor :)

      Dil bakımından kitap oldukça sade, kısa cümle ve anlatımlar, kısa diyaloglar kullanılmış. Belki de yazar bilerek böyle bir tercih etmiş ki okuyan herkes rahat bir şekilde istifade edebilsin.  Toplam sayfa sayısı dizin hariç 200 sayfa olup, son 6 sayfa dizin için ayrılmış.

      Bu kitabın bana faydası geçmiş-bugün ve gelecek arasındaki bağlantıyı daha iyi kurabilmem adına sağlamış olduğu katkıdır ki tarih-siyaset-araştırma kitaplarının bu yönünü çok seviyorum. Ayrıca geçmişte yaşanan olayları bugünün bakış açısıyla değil , o günkü bakış açısı ve dünya koşulları ile incelememiz gerektiğini hatırlatmaları bakımından tarihi olayları irdeleyen kitapları oldukça faydalı buluyorum. Bu bakımdan sizlerin de okumanızı tavsiye ediyorum.

      Bir başka incelememde tekrar görüşmek üzere ... :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder